Translate

Kasım Şen - (Mütehayyil)

06 Aralık 2015

Şirketlerin ve Çalışanların Sakin Limanları


Şirketlerin ve Çalışanların Sakin Limanları

“Gemi limanda güvendedir, ama gemiler limanda beklemeleri için yapılmaz.” Paulo Coelho

Şirketlerin zaman içerisinde, hem kendilerinin pazar içerisinde sığındıkları bir limanları, hem de çalışanlarının şirket içerisinde meydana getirip sığındıkları limanları oluşabilmektedir. Şöyle ki, şirketler çalışma alanındaki sektöre bağlı olarak pazar içinde, önüne dalgakıranlar (kota, lisans, patent, hukuki güç, ekonomik güç, rekabet üstünlüğü, kar marjı, devlet desteği, tekelleşme, sektörel ayrımcılık, düşük iş gücü maliyeti vb.) yaratarak zaman içerisinde huzur içerisinde yaşayabilecekleri sakin limanlar yaratmak isterler. Bu bahsedilen dalgakıranların gücüne göre şirketlerin limanları da korunaklı olmaktadır. Ta ki, güçlü bir yıkıcı felaket (güçlü rakip, dışa açılma, teknolojinin eskimesi, yeni teknolojilerin ortaya çıkması, globalleşme, hukuksal değişimler, rekabet üstünlüğünün kaybedilmesi, devlet organizmasındaki radikal değişimler, kamu veya özel sektörlerle oluşturulmuş organik bağların zayıflaması, yüksek maliyet vb) ile karşılaşılıncaya kadar bu limanlarda yaşamlarını devam ettirirler.

Benzer şekilde şirket içindeki çalışanlar da zaman içerisinde kendilerine korunaklı limanlar inşa ederler. Şirket organizasyonu içerisinde güçlü bir konuma gelmek için gösterilen çabaların ardından güvenli limanlar da zaman içinde kendiliğinden oluşabilir. Öyle ki, bu kişilerin veya grupların sığındıkları limanlara bir süre sonra kimse dokunmaya bile cesaret edemez. Bu limanların illaki üst düzeydeki kişi veya gruplar tarafından oluşturulması düşünülmemelidir. En alt seviyedeki bir çalışan da pekâlâ kendi limanını oluşturabilir.

Bazı çalışanların limanlarının dalgakıranları, bağlı oldukları yöneticiler olabilir. Bu çalışanların, bağlı oldukları yöneticilerinin koruma gücüne bağlı olarak üretkenliği artabilir veya azalabilir. Bu tür çalışanlar, genellikle bağlı oldukları ilk yöneticinin şapkası (limanı) altında uzun süre kendi halinde çalışabilirler. Hiçbir zorlayıcı veya yıkıcı bir etkinin altında kalmadan ve sadece bağlı oldukları yöneticilerin kurallarına uygun olarak iş yaşamlarını idame ettirebilirler. Kısacası, bazı yöneticiler bazı çalışanlarının sığındıkları sakin limanlar olabilirler.

Sakin limanlara diğer bir örnek ise şirket içerisinde yazılı süreç, prosedür ve talimatlardır. Bazı yöneticilerin, genellikle zor durumda kaldıklarında, ortaya koydukları süreç veya benzeri iş akışını düzenleyen kurallar, yöneticilere ve bu yöneticilerin bağlı oldukları çalışanlara sığınabilecekleri gerekçeler (limanlar) yaratabilmektedir. Bir süre sonra süreçler ve süreçlerin yanlış yorumlanması ile oluşturulan talimatlar, işlerin verimliliğini düşüren koca bir dağ oluşturur. Kimsenin aşmaya cesaret edemeyeceği bu dağların da etrafından dolanmanın yolları araştırılmaya çalışılır. 

Bir diğer liman ise çalışanların iş yaparken birbirlerine olan bağımlılıklarıdır. Bir işin tamamlanması için, diğer çalışanların işlerini tamamlaması gereken durumlarda, çalışanlar arasında oluşabilecek bekleme süreci de zaman içerisinde kişilerin birbirlerini liman olarak kullanmalarını sağlayabilir. Bir kişinin işini bitirmediği süre içerisinde diğer çalışanlar belli bir süre bu limana sığınabilirler. Bu süre işin içeriğine ve büyüklüğüne göre uzun zamanlar alabilir. Bunu özellikle kamu kurumları arasında gidip gelen işlerde çokça görebiliyoruz. Fakat karlılık ve verimliliğin en üst düzeyde olması gereken özel sektör şirketlerinde de benzer gerekçelerden dolayı kişilere dayalı bağımlılıklar nedeniyle oluşan sakin limanlar da görülebilmektedir.

 

Sonuç olarak, ne şirketler ne de şirketlerin çalışanları tıpkı gemiler gibi sakin limanlarda beklemek için kurulmazlar veya işe alınmazlar. Şirketlerin günümüzün rekabetçi ortamına uygun olarak açık denizlere (yeni sektörlere, inovasyonlara, yeni ve katma değeri yüksek alanlara vb.) açılması gerekmektedir. Sığındıkları limanların şirketleri daha ne kadar süre koruyabileceği meçhuldür. Bir süre sonra sığındıkları limanlarda çürüme sürecine girebilirler.

Benzer şekilde çalışanların da sığındıkları limanlarından çıkması/çıkarılması gerekmektedir. Bunu şirketler ya çalışanın yetkinliklerine uygun olan başka konularda çalışmalarına teşvik ederek yapabilirler ya da rotasyon ve organizasyon değişikliği gibi kısmen zorlamaya dayalı yöntemlerle gerçekleştirebilirler. Mutlaka çalışanların sığındıkları limanların ortadan kaldırılması gerekmektedir.  Süreçlere dayalı limanları ise ancak gerçek anlamda işletilen süreç iyileştirme modelleri ile aşabilirler. Bunun için de süreçlerdeki tıkanıkların üstüne gidilmesini sağlayacak olan, inisiyatif alabilecek üst yönetim veya lider yönetim ekiplerinin oluşturulması gerekecektir. Aksi halde limanların yönetilmesini (!) sağlayacak yeni süreç yapıları oluşturulması riski ile karşılaşılabilir.

Şirketlerin ve çalışanların; köpekbalıklarıyla karşılaşabileceğini bilseler bile açık denizlere cesaretle açılabilmesi dileklerimle…