ZÜĞÜRT AĞA-1 (GÜREŞ SOFRASI)
Züğürt Ağa, yönetmenliğini Nesli Çölgeçen'in yaptığı 1985
yapımı bir Türk filmidir. Sinemamızın kült filmlerinden birisidir. İzlemeyen
yoktur sanırım. Bir köy ağasının her şeyini kaybettiği bir dramı anlatır.
Başrolünde ağayı Şener Şen oynamaktadır. Bu film eğlenceli sahnelerinin yanı sıra
iş hayatına yönelik de birçok ders içermektedir. Bu nedenle filme konu olan
olayları, iş hayatına benzetim yaparak birkaç bölümlük yazı dizisi şeklinde
sunmak istiyorum.
“Yemekten önce ağanın ruhu okşanmalıdır!”
Filmin başında ağanın köydekilere (marabalarına) ziyafet
verdiği sahne gösterilir. Ağa güreşi çok sevdiği için yemekten önce güreş tutar
ve sahte bir zafer kazanır. Ağa pehlivanı yenince keyfi yerine gelir ve herkesi
yemeğe çağırır. Pehlivan bilerek yenilmiştir aslında. Ortada önceden
hazırlanmış bir plan ve oyun vardır. Ancak ağa bunun farkında değildir.
Marabaları tarafından yüceltilmek hoşuna gitmektedir. Ağanın yemekten önce ruhu
okşanmıştır. Kendini çok güçlü zannetmektedir. Dev gibi bir pehlivanı
yenebilecek kadar güçlü ve cesur olduğuna inanmaktadır.
“Çok mutlu saatlerimiz var, mutlu muyuz?!”
İş hayatında da yöneticilerimiz/patronlarımız zaman zaman
tüm çalışanlarını topluca yemeğe götürürler. Bazı plaza firmalarında da, birkaç
ayda bir yemekli, içkili buluşmalar düzenlenir. Genellikle yeni yıl öncesinde,
yaza girerken, ya da 3-4 ayda bir rutin olarak gerçekleştirilir. Bunlara happy
hours (mutlu saatler) ismi verilir. Çalışanların arasındaki iletişimi
arttırmak, yöneticiler ile çalışanların resmiyetten uzak bir şekilde
yakınlaşmaları, iletişime geçmeleri hedeflenir. Stresli iş saatlerinden sonra
ekibin mutlu olacağı aktiviteler gerçekleştirilir. Bazen bir yarışma, bazen
çalışanlardan birinin vereceği bir konser ile başlar ilerleyen zamanda içkinin
dozunu kaçırıp, yöneticisi ile halay çekme cesaretine kadar uzayabilir.
Ancak bu mutluluk saatlerinde gerçekten mutlu olur muyuz?
Güzel yemeklerin ve içkilerin bize mutluluk verip, işimize
olan motivasyonu arttırması mümkün müdür?
Yoksa bunlar insan kaynaklarının beyhude çabaları mıdır?
Gelin hep birlikte, Züğürt Ağa filmindeki sahneleri
gözümüzde canlandırarak değerlendirelim.
“Su küçüğün, yemek ağanın!”
Bu etkinlikler başlamadan önce genelde patronun ya da
ortamdaki en kıdemli yöneticinin bir açılış konuşması yapması adettendir. Lakin
bu konuşma uzarsa, öfleme ve püfleme sesleri duyulmaya başlanır. Konuşmanın bir
yerinde, popülerliğini göstermek isteyen ve kendisini yöneticiye yakın gören
bir çalışan hemen bir espri patlatır. Zorlama gülüşmeler sonrasında konuşmalar
tamamlanır. Ağanın icazet vermesi sonrası tüm ekipler bir şeyler yemeye başlar.
“Körler, sağırlar birbirini ağırlar!”
Şirket içinde gerçekleştirilen toplu etkinliklerde
genellikle aynı çalışma arkadaşlarının gruplar halinde belli köşelerde
öbeklendiği görülür. Zaten gün içerisinde birlikte olan bu kişiler, yine aynı
şekilde iletişimlerine devam etmektedirler. Farklı ekiplerin birbiriyle
kaynaşması pek görülmez. Sonuçta körler, sağırlar yine kendilerini, kendi
arkadaşlarını ağırlar.
Ortada dolaşan birkaç kişi ise ortamı neşelendirmeye çalışır
ancak onların bu çabaları da nafiledir. Ortamın verdiği rahatlık nedeniyle bazı
sohbetlerin iş ahlakı dışına çıktığı görülebilir. Bu durumlarda genelde
birileri ortamı yeniden düzenler. Belli başlı bazı ritüellerin
gerçekleştirilmesinden sonra gruplar sırayla ortamdan dağılırlar.
“Sinerji, bir yerlere sinmiştir!”
Ekip içi motivasyonun arttırılması için düzenlenen bu
etkinlikler bazen aksine ekipler arası dedikodunun da kaynağını oluşturur.
Sinerji sağlanamadan ortadan sinip kaybolmuştur. Çünkü ekipler arasında
çekişmeler iyice ortaya çıkmaktadır. Böyle ortamlarda bazı kişiler ise
yöneticilere ulaşıp, bir işini yaptırmanın yolunu kollarlar. Hemen ayaküstü
konuşup, işi bağlamak isterler. Üstelik ortamın verdiği rahatlık nedeniyle bunu
kolaylıkla yapabileceklerini düşünürler.
“Bir gün sonrası, hep aynısı!”
Etkinliğin bir gün sonrası ekiplerin aldıkları motivasyonla
işlerine daha sıkı sarılacağı düşünülür. Ancak değişen bir şey olmayacaktır. Züğürt
Ağa filminde olduğu gibi çalışanlar yine günlük dertlerine dönecektir. Bazıları
yine işlerini aksatacaktır, bazıları yine ekip arkadaşlarını kışkırtacaktır.
Değişen bir şey olmayacaktır.
.jpeg)