Translate

Kasım Şen - (Mütehayyil)

13 Mart 2022

OGS'NİN ARDINDAN..

 




OGS'NİN ARDINDAN..

1998 yılında yeni mezun bilgisayar mühendisi olarak ilk çalıştığım proje Otomatik Geçiş Sisteminin (OGS), Ziraat Bankası Sistem Merkezi (HOST) tarafındaki yazılımların geliştirilmesiydi. Çok değerli insanlar olan, ilk yöneticim, ilk şefim ve iş ahlakımı kazandıran Halenur Hanım ve kadim dostum Filiz Hanım ile birlikte çalıştık. İlk göz ağrım, ilk gurur duyduğum işti.

Geçiş noktalarındaki bilgiler ASELSAN tarafından toplanıp, dosya transferiyle bize geliyordu. Merkezde veriler işleniyor ve bakiye bilgileri yine dosyalar şeklinde geçiş noktalarına aktarılıyordu. O günün şartlarında en verimli sistem çözümü böyleydi. Ne gelişmiş internet uygulamaları vardı, ne de mobil sistemler vardı. Kodlamayı Cobol ile yapıyorduk. Unisys Ana bilgisayar (mainframe) üzerinde DMSII veritabanı kullanarak çalışıyorduk. Karmaşık SQL komutlarıyla hızlı sorgulamalar yapıyorduk. Milyonluk veriler, o günün sistemlerinin gücüne göre 5-10 dakikada işleniyordu.

OGS ilk olarak 1999 Haziran ayında devreye alındı. Ve ilk fiyaskolarımızı yaşadık. Murphy bizden önce yollara düşmüştü. Gece gündüz düzeltmeler yaptık. Kimlerin bilgileri vardı, kimlerin.. Herkesin sevdiği türkücülerden birisi bankayı arayıp, küfürler etmişti. 

Bugünlerde çook saygın gazetecilerden birisi gibi görünen kişi o günlerde sistemi kullandığını ve çok kötü olduğunu açıkladığı, ağır bir köşe yazısı yazmıştı. Ancak sistemde ne yazık ki kaydı yoktu.. Yalan bilgilerle doldurarak yazısını yayınlamıştı.. 

OGS'yi ilk alan kişilerden birisi, çok ünlü bir sinema oyuncusuydu. Ne yazık ki, kısa süre sonra vefat etti.. Ve daha nice anılar..

Karayolları Genel Müdürlüğü, 31 Mart'tan itibaren OGS kaldırılarak, otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin HGS üzerinden tahsil edileceğini duyurdu. Her şey gibi OGS de yaşadı ve bitti.

Ne diyeyim, "kendisini iyi bilirdik"..

"İş Hayatına" fazla anlam yüklemeyin

 




"İş Hayatına" fazla anlam yüklemeyin..


Onun yerine, -varsa- "eş hayatına", "aile hayatına", arkadaşlığa ve dostluğa önem verin. İş hayatı, sizin verdiğiniz emek ve hizmet karşılığında kazandığınız paraya dayalı bir sistemdir. Yöneticileriniz, patronlarınız da bu üretileni satarak, yine aynı şekilde para kazanmaya çalışmaktadır. Bu kadar basit işte. Fazlasını beklemeyiniz.


"Çalışmak güzel olsaydı, kimse üstüne para vermezdi"


Profesyonel hayatın içindeyiz. İş hayatından beklentilerinizi yüksek tutarsanız, karşılanmayınca mutsuz olursunuz. Çıtayı çok yukarı çıkarırsanız, düştüğünüz zaman acısını fazla hissedersiniz.


İş hayatı elbette zor. Eğer ortada hukuki bir haksızlık yoksa, maaş ve sosyal haklarınızda illegal durumlar yoksa, çok duygusal olmaya gerek yok. Haksızlık olduğunu düşünüyorsanız da kanun ve hukuk içerisinde hakkınızı ararsınız. Sosyal medyada feryat etmeniz, ağlamanız, zırlamanız fayda vermez. Linkedin ağlama duvarı değildir.


Dostluklar da profesyonellikten doğar. Geçmişteki bir çok çalışma arkadaşımla ilerleyen süreçte ilişkilerimiz dostluğa dönüştü. Elbette herkes ile dost olacağız diye bir şey yok. "Anlam" ve "Değer" çok önemli kavramlar. Her şey anlamlı ve değerli değildir. Önemli olan neye "anlam" yüklediğinizdir.


İş hayatında tiatral olmayın..