Günümüzde demoktratikleşme akımlarının, tüm disiplinlerde olduğu üzere yönetim yöntemlerine de etkisi olmaya başladı. Klasik yönetim yöntemleri genelde baskıcı ve otokratik yöntemlere dayanıyordu. Zamanla çalışan haklarındaki iyileştirmelerin eşliğinde yönetim yöntemlerinde kısmi esneklikler sağlanmaya başladı. Geçtiğimiz yüzyılın son on yılından itibaren ise yönetim felsefesinde artık klasik yöneticilik yerine liderlik etme profili ön plana çıkarılmaya başlandı.
Artık çalışma hayatında iş süresi bazlı performans ölçümleri yerine hedef odaklı ölçümler dikkate alınmaktadır. Şimdilik beyaz-yaka tabir edilen çalışan profilinde yoğun olarak bu yöntemler tercih ediliyor. Çalışanın bir konuda yaptığı işteki çalışma süresi yerine artık işin zamanında tamamlanması ve hedefin tutturulması performans kriteri sayılıyor.
Hal böyle olunca da, çalışanın iş yerinde belli saatlerde fiziksel olarak bulunmasını gerektiren kurallarda da esneklikler sağlanıyor. Belli saatte işe gelen ve belli saatte iş yerinden çıkan kişiler yerine esnek çalışma saatleri içerisinde işini tamamlayan personeller tercih ediliyor. Bu esneklik hem çalışan hem de iş yeri için çeşitli imkanlar sağlıyor. Düşüncenin felsefesinde yanlışlık pek de bulunmuyor.
Fakat, akşam üzeri erken iş yerinden çıkmak için erken saatlerde iş yerine gelerek tüm gününü esneyerek geçiren çalışanların çalışmasına ne kadar esneklik tanınabilir? Ya da iş yerinde geç saatlere kadar çalışarak, bir sonraki gün öğleye doğru iş yerine gelen çalışan nedeniyle bekleyen veya aksayan işlerde ne kadar esneklik-hoşgörü gösterilmelidir?
Esneyerek çalışanlar için "esne-k" çalışma saatlerini esnetmesek mi?!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder