ZÜĞÜRT AĞA-2 (CENNET TAPUSU)
Züğürt Ağa filminden iş hayatına yönelik benzetimleri
sunmaya devam ediyorum. Geçen yazımızda ağanın güreş tutkusunu ele alarak şirketlerde
happy hours (mutlu saatler) ismi verilen kutlamaları eleştirmiştim. Yine filmin
dikkat çeken başka sahneleriyle devam ediyorum. Filmde ağanın desteklediği ve
marabalarından oy vermesini istediği partinin seçimleri kaybettiği bir sahne
vardır. Seçimde ağanın desteklediği partisine sadece 1 oy çıkmıştır, o da kendi
oyudur. Tüm köylüler, köydeki şıh’ın (şeyh, dini önder) vadettiği cennet tapusu
nedeniyle karşı partiye oy vermişlerdir. Hatta ağanın babası bile buna
kanmıştır.
“Size kimler cennet vadediyor?!”
Tıpkı şıh gibi, iş hayatında da bazı şirketler, bazı
yöneticiler zaman zaman çalışanlarına cennet vadederler. Öyle bir hayal
satarlar ki; çalışanlar, inandıkları doğrularla ters düşse bile bunlara
inanabilirler. Hatta, bu cenneti satanların niteliğine, eğitimine ve bilgisine
bile bakmadan kanabilirler. Hepimiz iş hayatımızın değişik zamanlarında cennette
tapu pazarlayanlarla karşılaşmışızdır. İçimizden kananlar, inananlar ve mağdur
olanlar da olmuştur. Vaat edilen cennet tapusunun gerçek olmadığını
anladığımızda artık çok geç olmuştur. Geri dönüş ise bazen imkansızlaşmıştır.
Size kim cennet tapusu satmaya çalışıyorsa, önce kendisinin aldığı cennet
tapusunu sorgulayın. Şirketlerdeki cennet tapuları yani makam ve mevkiler
çoktan başkaları tarafından istimlak edilmiştir, işgal edilmiştir. Size cennet
yerine cehennemin dibini bırakmışlardır..
“Koyunu gütmeye bir tutam ot yeter!”
Bazen ekibinizdeki en iyi çalışanları çekmek için de cennet
tapuları kullanılabilir. Ekibinizdeki bir çalışan başka firmaya geçeceğini söyleyerek,
kendisine vaat edilen imkanları anlatabilir. Her ne kadar siz kendisine
bunların gerçekçi olmadığını anlatmaya çalışsanız da ikna etmeniz kolay
olmayacaktır. Çünkü sizin tavuğunuz artık komşunuza kaz görünmüştür. O tavuk da
kendisini kaz olarak görmeye başlamıştır. O çalışan, kendisini artık vaat
edilen cennette hayal etmeye başlamıştır.
Ekibinizdeki çalışanların bu tür boş vaatlerle
kandırmalarını istemiyorsanız, siz bu dünyadaki gerçek tapuları kendilerine
sunmalısınız. Bunu da geç kalmadan, başkaları cennet tapuları vadetmeden
yapmalısınız. Yoksa sonradan vadedeceğiniz şeylerin önemi kalmayacaktır. Filmdeki
ağa da köydeki çalışanlarına hakları olan geliri vermiş olsaydı, onlar da şıha
inanmayacaklardı.
“Küçük rüşvetler, büyük ahlaksızlıkları doğurur!”
Filmde ağa, sözde köylülere küçük rüşvetler vererek kendi
partisini kazandırmaya çalışmıştır. Köylüler de hayal ürünü olan cennet
tapuları karşılığında ağaya karşı büyük bir nankörlük etmişlerdir. Dolayısıyla
onların yaptıkları da ahlaksızlık olarak görülebilir. Ancak her şey ağanın
verdiği küçük rüşvetin karşılığında gerçekleşmiştir.
Şirketlerde de, çalışanların küçük ikramiyelerle, ödüllerle
ve övgü dolu sözlerle kendisine biat etmesini isteyen yöneticiler de aynı
şekilde büyük ahlaksızlıkların önünü açmış olacaktır. Sizin her yaptığınızı
onaylayan, her sözünüzü alkışlayan, herkesin önünde size biat eden, tasdikleyen
çalışanlarınız varsa dikkat ediniz. Sizin verdiğiniz küçük rüşvetler bitince ya
da başkaları daha fazlasını verince size karşı geleceklerdir. Şunu unutmamak
gerekir:
“Cennetin tapusu üç kuruşluktur; alan da, satan da aynı değerdendir!”
.jpeg)