ÜÇ HARFLİLER
“Destur, aman dikkat edelim yoksa musallat olurlar!”
İslam inancına göre görülemeyen ancak varlığına inanılan
varlıklar vardır. Bunlardan birisi de cinlerdir. Kutsal kitapta bunlarla ilgili
sure ve ayetler yer almaktadır. Amacım elbette cinler hakkında dini bilgiler
vermek değildir. Bu konularda yeterli bilgim yok ve haddime de değil.
Cinlerin insanların işlerine karıştığı ve onları rahatsız
ettiğine inanılır. Cinlerin ismi anıldığı zaman ortama geldikleri ve insanlara
kötü niyetle yaklaştıkları, diğer bir ifade ile musallat oldukları düşünülür.
Bu nedenle onlardan bahsedileceği zaman “cin” kelimesi yerine üç harfliler
denilir. Bu inancı değerlendirmek ve eleştirmek kapsamımızın dışında bir
konudur, girmeyeceğim.
Dilimizde de cinlerle ilgili birçok atasözü ve deyim
bulunmaktadır. “Cin çarpması”, “Cin gibi olmak”, “cinler cirit/top oynuyor”,
“cin çarpmışa dönmek”, “cin olmadan şeytan çarpmak”, “cini tutmak”, “cinleri
tepesine çıkmak” bunlardan bazılarıdır.
Toplumumuz genel anlamda cinlerden korkmuştur ve kimi
korunma ritüelleri geliştirmiştir. Kur’an’dan bazı surelerin ve ayetlerin
okunması, muska takılması, tütsüler yakılması, belli mekanlara girerken dua
okunması vs.. Ancak şu bir gerçektir ki, kimi psikolojik rahatsızlıkların
gerekçeleri cinlere bağlanılarak asıl tıbbi tedaviden uzak kalınmıştır ve
sonuçları daha da kötü olmuştur.
Benim burada asıl değinmek istediğim kavram şudur: ”İşyerlerindeki ÜÇ HARFLİLER”
(*)
Bunlar hepimizin bildiği üzere CxO şeklinde ünvanlara sahip
yöneticilerdir. Bu yöneticilerin de ortamda pek ismi anılmaz, ismi geçince
korkulur, tedirgin olunur. Çoğu kez cinler gibi görünmezler ama tüm çalışanlar
üzerinde etkileri vardır. Mesela bir toplantıda “CEO’muzun bu yılki hedefi
gelirlerimizi …” diye birisi cümleye başladığı anda herkes tedirgin bir şekilde
dikkat kesilirler. Toplantı boyunca not defterinde karalama yapanlar kalemi
kağıdı bırakırlar, cep telefonlarıyla oynayanlar hemen ekranı kapatıp telefonu
bırakırlar, koltuğuna yayılmış kıdemli çalışanlar hemen doğrulur ve dik bir
şekilde otururlar, bazıları neredeyse ceketini iliklemeye bile çalışırlar.
Hafta sonu için plan yapan yeni mezun çalışanlar zam sürprizi duyma umuduyla
kendine gelir ve ne söyleneceğini beklemeye başlar. Birbirleriyle konuşanlar
susarlar ve ortalık sessizleşir. Sanki tanrıdan vahiy geliyormuşçasına herkes
tam bir teslimiyetle, hûşû içinde dinleme moduna geçerler.
Tıpkı cinler gibi şirketlerimizde de üç harfli ünvanlara
sahip yöneticilerden de korkulur. CxO’dan bir email gelse kimsenin açmaya, okumaya
cesareti olmaz. Bazı kişilerin dizlerinin bağı çözülür, sesi kısılır, ter
boşanır. Neredeyse, “destur, haşa huzurdan” diyerek besmeleyle emaili açar ve
okur. CxO telefonla aradıysa, açıp açmamakta tereddüt edilir. Telefonda
kekeleyerek, “tabii efendim, haklısınız efendim” diye cevaplar verilir.
Kimsenin üç harflileri anmaya veya ağzına almaya cesareti olmaz.
CxO büyük ünvanlardır. Bu nedenle, çoğu yeni kurulan
firmalarda hemen CEO ve CTO kartvizitleri hazırlanmaktadır. Genelde şirketin
finansmanını sağlayan ancak teknik konularla ilgisi olmayan ortağı CEO oluyor.
İşletmeye paradan çok teknik birikimini yatıran ortak da CTO oluyor. Muhasebe
işleriyle uğraşan da CFO oluyor. Geriye kalanlar da diğer ünvanları
paylaşıyorlar.
Bir de “CxO olmadan, çalışanları çarpmaya” çalışanlar
vardır. Bunlar kendilerini CxO gibi göstermeye çalışarak insanları etkilemeye,
onlar üzerinde baskı kurmaya yeltenirler. Çoğu kez konuşmalarına “ben CxO olsam
var ya..”, “benim o kadar yetkim olsa, neler neler yaparım” gibi cümlelerle
başlarlar. Bu tipler genelde emeklilik zamanlarında da ülke kurtarma sohbetleri
yaparak devam ederler.
Sonuç olarak, çalışma hayatında herkesin bir rolü ve
sorumluluğu var. İster üç harfli, isterse beş, altı, yedi harfli ünvanlar olsun
herkesin üzerinde taşıdığı ağır yükler ve başarılması gereken hedefler var. Sürekli
başarı için de her rolün kendilerinden beklenileni gerçekleştirmesi
gerekmektedir.
Neyse, fazla uzatmadan ve çarpılmadan yazımızı bitirelim.
Sözümüz meclisten dışarı. Hasb-i hâl eyledik.
Sürç-i lisan etmişsem, affola. Vesselam.
(*): Üç harfliler (CxO) kavramını yazar Hülya Mutlu’nun
verdiği bir eğitimden aldım. (https://hulyamutlu.com/)