İMOVASYON
İmovasyon, İngilizce "imitation" (sahte, kopya ürün) ve "inovation" (yenilikçi) kelimelerinin bir araya getirilmesi ile ortaya getirilmiş
yeni bir kavramdır. Bu yazının amacı ne inovasyonu överek göklere çıkarmak, ne
de imitasyon (sahte) ürünleri yerden yere vurmak, değersizleştirmektir. Temel
olarak iki kavramı açıklayarak imovasyon kavramını açıklamak ve önerilerde
bulunmaktır.
Öncelikle inovasyon tanımını yaparak, genel anlayışın
ötesinde farklılıkları ortaya koymalıyız. İnovasyon için dilimizde yenilikçilik,
yenilenme ve yenileştirme gibi karşılıklar verilebilmektedir. Ancak inovasyon
kelime olarak daha geniş kapsamlı olduğu için bu karşılıklar yetersiz
kalmaktadır. İnovasyon elbette temel olarak içinde teknoloji içerir,
içermelidir. Toplumsal yarara hizmet etmelidir. Bilimsel keşifler, matematiksel
teoriler, sosyal kuramlar ve yüzeysel değişikler inovasyon değildir. İnovasyon,
teknolojinin ekonomik ve toplumsal yarar sağlayacak şekilde yenilenmesi
sürecidir. Yaratıcılık da tek başına inovasyon için yeterli değildir.
Yaratıcılık sonucu ortaya çıkan ürünün ticari anlamda sürdürülebilir kârlı
büyüme sağlaması gereklidir. Kısaca inovatif ürün, satışı yapılabilen üründür.
İnovasyon için ürünün başkalaşması gerekmez. Zaten var olan pek çok ürün ve
hizmeti daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın işine yarayacak hale
getirmek de inovasyondur. Dolayısıyla inovasyon için büyük keşifler yapmayı
gerektirecek kadar kapsamlı yatırımlar yapılmasına ihtiyaç yoktur. İnovasyon
yapmak adına süper iletken maddeleri keşfetmeye çalışmak gerekmeyecektir.
İmitasyon ise genellikle çok satan bir ürünün sahtesini,
benzerini, kopyasını yapmaktır. İmitasyon ürünlerde asıllarından farklı olarak
daha ucuz, kalitesiz ve bazen sağlığa zararlı hammadde kullanımı söz konusudur.
Burada eş etken madde içeren farklı isimlerdeki ilaçları ayırmak gerekir.
İmitasyonda, kimi zaman aynı kalitede ürün kullanılmış olsa da yüksek patent,
isim hakkı maliyetleri gibi konular nedeniyle ürünlerin isimlerine benzer
markalı ürünler de ortaya çıkabilir.
Bu iki kavramın tanımlamalarından yola çıkarak; inovasyonun
ülkemiz için katma değeri yüksek işler olduğu, imitasyonun da aynı şekilde ülke
imajına ve gelirine zarar getirdiği anlaşılabilir. Temel kavramlar üzerinden
gidildiğinde bu algının oluşması doğaldır. Ancak imitasyon ve inovasyonun
birlikte düşünüldüğü "imovasyon" için durum öyle değildir. Inovasyon
zor ve pahalı iken, imitasyon çok kolay ve ucuzdur. Burada dikkat edilmesi
gereken şey: Maliyet ve yatırımın geri dönüşüdür (ROI). Inovasyonun yatırım maliyeti
yüksekken, geri dönüşü kimi zaman çok iyi olurken, kimi zaman da hiç
olmayabilir. Net bir açıklama yapmak gerekirse, inovasyonun katma değerinin
hesaplanabilir olması çok önemlidir. Inovasyon zaman alıcı bir süreç olduğu
için zaman maliyetini de dikkate almak gereklidir. Bütün bunlara karşın
inovasyonun yaratıcı gücü, herkesin öykündüğü ve sahip olmak istediği bir
güçtür. Imitasyon için halihazırda var olan bir ürün gerektiği için tamamen
imitasyon ürünlerle ancak belli bir yere kadar gidilebilir.
Imovasyon için en iyi örnek Çin gösterilebilir. Dünyadaki
birçok markanın kopyalarını, sahtelerini yaparak bu alanda bu şekilde ün(?)
salmışken, aynı zamanda sahtesini yaptıkları ürünler üzerinde yenilikçi
değişimler yaparak ekonomik dönüşüm geçirmektedir. İmovasyonun amacı teknoloji
transferi konusundan kaldıraç etkisi sağlamaktadır. Yepyeni bir ürün ortaya
çıkarmak için harcanacak enerjinin, var olan ürün üzerinde iyileştirmeler
yapmaya harcanılması durumunda bir adım önden başlanılmış olacaktır. Bir diğer nokta ise, masa başında düşünerek
inovatif çözümler, yöntemler bulmak zordur. Ancak var olan cihazın, malzemenin
üzerinde çalışmanın iyileştirme önerilerinin keşfedilmesi konusunda daha çok
faydası olacaktır. Sahtesini yapmak için bulunan ucuz malzeme çözümleri, aynı
ürün üzerinde birkaç iyileştirme ile seri üretim yapılabilecek kadar düşük
maliyetli ürün geliştirilmesinde yardımcı olabilir. Ürün üzerinde yapılacak
ufak güncellemelerle belki de kalıpla üretim yapabilme imkanı sağlanabileceği
bulunabilir. Bütün bunlar için öncelikle ürünün imitasyonunu yapmak daha
uygundur.
Bu konuda en dikkat çeken kaynaklardan birisi olan, Ohio
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Oded Shenkar’ın yazdığı “Copycats” kitabında
imitasyonla inovasyonun birlikte ele alınması öneriliyor: “İmitasyon, yani
taklitle işe başlamak önceki pek çok aşamayı atlatacak, yenilikler bulmak için
kolaylık, avantaj ve düzeltme olanakları sağlayacaktır”
Ülkemizde sahte, kopya ürün üretimi yapmak suç olarak
sayılmaktadır, ürünün niteliğine göre cezaları bulunmaktadır. Fikri ve sınayi
haklar, telif ve isim hakları, patent hakları gibi kapsamlarda ele alınarak
cezalandırma yapılmaktadır. Buna karşın birçok ürünün sahtesini pazarda bulmak
mümkündür. İmitasyonun en zararlı hali insan sağlığına zarar veren sahte gıda
ürünleri (bal, şeker şurubu vs), gıda boyası içeren ürünler, kanserojen madde
içeren oyuncak ve kıyafetler vb ürünlerin üretimidir. İnsan sağlığına zarar
veren ürünler asla, inovasyon kapsamında bile olsa da kabul edilemez, teşvik
edilemez, üretimi ve satışı yapılamaz, yapılmamalıdır.
Son olarak özetlemek gerekirse, sanırım Çin'in yaptığı gibi;
kaçmak üzere olan treni yakalamak için sahte biletle binmek, ileride o trenden
daha hızlı giden taşıtlar yapabilmek için gerekli. Bu da imovasyon ile mümkün
olacaktır. Ya da elimizde bavullarla birlikte önümüzden geçen trenleri
seyredeceğiz.