Translate

Kasım Şen - (Mütehayyil)

30 Nisan 2019

Bağdat'tan Güzel



BAĞDAT'TAN GÜZEL


“Bağdat’ı almaya çalışmak, Bağdat’ın kendinden daha mı güzeldi ne!” Sultan 4.Murat

Osmanlı imparatorluğunun duraklama döneminde 1624 yılında Bağdat şehri İran'daki Safevi devleti tarafından ele geçirilmişti. Osmanlının bu güzel şehrinin kaybedilmesi büyük üzüntü yaratmıştı. Geri almak için çeşitli saldırılar yapılsa da başarılı olunamamıştır.  1638 yılında dönemin padişahı Sultan 4. Murat Bağdat seferine çıktı. Aynı yıl içinde Revan (Erivan) ve Bağdat kentlerini geri aldı. 1639 yılında İran'la imzalanan Kasr-ı Şirin anlaşması ile çizilen sınırlar bugün bile ülkemizin İran'la olan sınırlarını belirlemiştir. Padişah 4.Murat da bu tarihten 1 yıl sonra da 28 yaşında vefat etmiştir. Bu kadar çok tarih bilgisine yer vermemin nedeni bu sayfada tarih dersi vermek değildir.

4.Murat Osmanlının bu zor döneminde genç yaşında tahta çıkmıştır. Birçok savaş uzun yıllardır devam etmekte ve moral bozukluğu yaratmaktadır. İhtişamlı devlet artık en geniş sınırlarına ulaşmış ve duraklamaya başlamıştır. Böyle bir zamanda İranlılardan Bağdat'ı almak çok önemliydi. Bağdat sadece fethedilecek bir şehir değildi. Osmanlı için yeniden canlanma ve zafer elde etme imkanıydı. 

Bu nedenle, Bağdat'ı almak, Bağdat'tan daha güzel ve anlamlıydı. 

Bazı projeler de tıpkı Bağdat gibi; başlanılması, yürütülmesi, geliştirilmesi ve tamamlanması tüm ekibe başarı duygusu tattırdığı için önemlidir, güzeldir. Proje sürecinde yaşanan zorluklar, sorunlar, başarılar ve elde edilen mutluluk; projenin sonunda elde edilecek maddi getiriden daha değerlidir. Özellikle uzun soluklu projelerin sonunda elde edilen başarıların vereceği haz anlatılamayacak kadar güzeldir. Belki projenin bütçesi küçük olabilir, proje ekibi çok az kişiden oluşabilir, kaynakları yeterli olmayabilir ancak "başarı" hedefine ulaşılana kadar geçen zaman içindeki öğrenilen dersler, edinilen tecrübeler çok büyük olabilir. Ne bütçeyle ne de gelirle ölçülebilir..

 Projenin sonunda ortaya çıkan ürünü, hizmeti gören proje yöneticisinin ve proje ekibinin mutluluğu, o üründen daha büyük zevktir. Neticede başarıya ulaşılmıştır. Zorlukların üstesinden gelinmiştir. Bundan daha güzel ne olabilir ki..


"Zorlukta güzellik vardır"

Bağdat bir şehirdi ancak Sultan 4. Murat için bir şehirden öte; gücünün, tahtının, varlığının ve itibarının doruk noktasıydı. Yaşanılacak bir başarısızlık durumunda ordu tarafından kellesinin alınacağını bilmekteydi. Güçlüydü ancak bu gücünü göstermesi gerekiyordu. Aksi halde tahtı sallanacaktı. Proje yöneticileri için de bazı projeler, sadece bir proje değildir. Bazı projeler, firmanın amiral gemisi, gelecekteki stratejisi, gelir kaynağı, itibarı ve ayakta kalması için tek dayanak noktası olabilir. İşte bu durumda proje yöneticisi için o projenin başarıya ulaşması da var olma meselesidir. Ya başarıya ulaşılacaktır ya da bırakılacaktır..

Bağdat'ı almak da aslında bir projeydi. Tıpkı diğer fetih seferleri gibi.. Aynı hazzı İstanbul'u alırken Fatih Sultan Mehmet yaşamıştı, Mohaç'ta Kanuni tatmıştı.. Ve en önemli bir proje ise; Türkiye Cumhuriyet'inin kurulduğu Kurtuluş Savaşıydı. Büyük Atatürk zaferle taçlandırmıştı. "Hattı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır; bu satıh bütün vatandır" diyerek projenin kapsamını işgal altındaki vatan toprakları olarak belirlemişti.

Zevk alınacak projelerde yer almanızı temenni ederim..


Hiç yorum yok: