HİKAYEDEN İŞ'LER-2
Yeni yılın (2020) ilk gününde, yeni bir yazı ile "Hikayeden İş'ler" yazı dizisine devam ediyorum. Hikaye anlatma yöntemi, sunum yapan profesyonellerin en çok kullandıkları argümanlardan birisidir. Pek çok güzel sunumda akılda kalabilecek güzellikte hikaye(ler) bulunur. Dinleyicilerin konuya kendini vermesi ve kolay örneklenmesi açısından faydalı bir araçtır. Hikaye anlatıcılığı geçmişte bir meslekti. Meddahlık bunun çok iyi bir örneğidir. Meddahların anlattıkları hikayeler dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelebilmiştir. Elbette her meddah anlattığı hikayelere kendisinden bir katkı yapmıştır. Ancak anlatılan her hikaye topluluklara sirayet etmiş ve günümüzde bile anlatılmaya devam etmiştir. Bu yazımızdaki hikayemiz ise bir olay içermiyor. Gerçek yaşamdan bir başarı öyküsünün iş dünyasına uyarlamasıdır.
SERGEY BUBKA REKORU?
*********************************************************************************
Sergey Bubka, gençliğini veya çocukluğunu seksenli yılların ikinci yarısında yaşamış olanların kolayca hatırlayabileceği bir atlettir. Televizyonun tek kanallı olduğu zamanlarda ilgiyle izlediğimiz dünya ve olimpiyat şampiyonalarında, atletizmde sırıkla yüksek atlama alanında hep rekorlar kırmıştı. Sırığı eline aldığı zaman çıtayı geçeceğine hepimiz inanırdık. Sergey Bubka, SSCB formasıyla yarıştığı 1988 Seul Olimpiyatları’nda sırıkla yüksek atlamada 5.90 metre atlayarak hem olimpiyat rekoru kırdı, hem de altın madalya kazandı.
1988, 1989, 1991, 1993, 1995 ve 1997’de dünya şampiyonluklarını kazanan Bubka, 1985 ve 1986’da da Avrupa şampiyonu oldu. Bubka’nın sırıkla yüksek atlamada 35 dünya rekoru bulunuyor. 6,14 metreyle açıkhava, 6,15 metreyle salon dünya rekorları, 2014 yılında Renaud Lavillenie tarafından 6,16 ile kırılmıştır. Neredeyse bütün spor otoritelerince gelmiş geçmiş en iyi sırıkçı olarak kabul edilmektedir.
Sergey Bubka rekorlarını santim santim ilerletmiştir. Her defasında daha yükseğe çıtayı yerleştirerek kendisine ait rekoru kırmış, yeni bir rekor yazdırmıştır.
********************************************************************************
Sergey Bubka'nın başarılarının önemli nedeni, çıtayı doğru yere koymasıydı. Başarabileceğine inandığı yüksekliğe hedefi belirlemiştir. Ne çıtayı çok çok yükseğe koyarak başarısız olmuştur, ne de düşük bir seviyeye çıtayı koyarak vasat bir atletizmci olarak kalmamıştır. Hedefi doğru belirleyerek sürekli ilerletmiştir. İş hayatında, tıpkı Sergey Bubka gibi hedefi doğru belirlemek çok önemlidir.
İş dünyasında hedeflerin belli özelliklerinin olması gerekmektedir. Yabancı kaynaklarda hedeflerin SMART (Spesific: Belirgin, net; Measurable: Ölçülebilir; Achievable: Ulaşılabilir; Realistic: Gerçekçi; Time-Bound: Zaman Sınırlı) olması gerektiği belirtilir. İş hayatıyla ilgili birçok kitapları bulunan Ahmet Şerif İzgören ise Avucunuzdaki Kelebek kitabında hedefler TOMBUL olmalıdır diye belirtmektedir.
T : Tatmin edici
O : Ortak
M : Mantıklı
B : Belirgin
U : Ulaşılabilir
L : Limitleri Belli
Her iki kısaltmanın da temelinde hedeflerin ulaşılabilir olması ele alınmıştır. İş hayatında doğru tanımlanmış hedef başarıyı getirecektir. Yeteneklerin ve yetkinliklerin ötesinde konulan hedefler baştan başarısızlık demektir. Unutmamak gerekir ki, hiçbir fil için uçma hedefi konulamaz. Ancak hiç hedefin olmadığı bir ortamda çalışmak da anlamsız olacaktır. Erişilmesi gereken bir hedef yoksa veya çok kolay ulaşılabilinecek hedefler tanımlanmış ise, bir süre sonra mutsuzluk, tatminsizlik ortaya çıkacaktır.
Sergey Bubka çıtayı 7m gibi yüksek seviyeye koysaydı, bir süre denedikten sonra başarısız olacağı için sonra bu sporu bırakacaktı. Ya da çıtayı 5m gibi bir seviyede tutsaydı, her denemesinde kolayca atlayabileceği için bir süre sonra sıkılacaktı, rakipleri onu kolayca geçeceği için kimsenin kendisinden haberi bile olamayacaktı.
Sonuç olarak: "Çıtayı doğru yere koyun!" Doğru Hedef: Mutluluk, huzur ve tatmin demektir.