LinkedIn‘de beni takip edin: https://www.linkedin.com/in/kasimsen/
Bana ulaşmak için: kasimsen @ hotmail . com
Cep Tel: 0507 580 31 19
Proje yönetimi ve genel yönetim kavramları konusundaki her türlü bilgi ve tecrübe paylaşımı için buradayım
MÜTEHAYYİL: Kuvve-i hayaliyeden geçiren, hayal kuran. Bir şeyi görüp gözetici, idrak edici olan.
Translate
Kasım Şen - (Mütehayyil)
18 Haziran 2023
11 Aralık 2021
Yarın çok geç olabilir..
Bir yönetici olarak;
İşten ayrılma isteği ile gelen bir çalışanınıza sağlayabileceğiniz imkanları ve şartları düşünün! Örneğin maaş artışı, terfi, yan haklar, diğer bölüme rotasyon vs. vs. Ya da hiç bir şey yapmamak..
Güzel.. Haydi hemen şimdi yapın. Yarın çok geç olabilir!
01 Mayıs 2021
HAMAMDA KURNAYA AŞIK OLANLAR
HAMAMDA KURNAYA AŞIK OLANLAR
Benim çok sevdiğim bir atasözü vardır: "Hamama gidip kurnaya, düğüne gidip zurnaya aşık oldu" diye.. Eskiden bunun benzeri anlamda "maymun iştahlı" deyimi vardı. Bir işi bitirmeden, başka bir konuya atlayan, onu da tamamlamadan bir diğerine geçenler için kullanılır.
İş hayatımızda da bunun gibi çalışanlarla çok karşılaşıyoruz. Bir konuda tam uzmanlaşmadan diğerini öğrenmeye çalışanlar artmaya başladı. Bir süre sonra; her şeyden bir şeyler bilen ama hiçbir şeyi tam olarak bilmeyenler topluluğu oluşuyor. Her gördüğüne, duyduğuna meyleden, göz kırpan kişiler ne yazık ki ellerindeki işleri tamamlayamadan, diğerine geçiyorlar.
Yeni işe başlayanlarda şöyle bir algı, düşünce oluştu: "ABC firmasına bir kapağı atayım yeter!".. "Önce biraz tasarımcılık yaparım, beğenmezsem üretim tarafına geçerim. Orada yapamazsam planlama bölümü var. Okulda ERP dersi almıştım, yaparım herhalde.. Ayrıca İngilizcem de fena değil, belki satın alma departmanına atlarım, ya da belki dış görüşünüm güzel olduğu için iş geliştirmede çalışırım. Ağzım iyi laf yapar, müşterileri kafalarım eyvallah. Orada sıkılırsam da amaaan canım n'olacak sanki, hiç olmazsa proje yönetimine geçerim!.." diye hayal ediliyor.
İşte durum böyle vahim!
Sanırım bunun biraz sorumlusu da işe alım sürecindeki yöneticiler. İşe alım sırasında ne iş yapılacağını, nelerden sorumlu olacağını bazen net olarak belirtmiyorlar. İşe alım sırasında pembe tablolar çizen yöneticiler gördüm. Bilgi ve deneyimden daha çok dış görünüş, konuşma şekli veya maaş beklentisine göre karar veren yöneticiler var. Yanlış işe, yanlış çalışan alındığı için de çalışanlar da bir süre sonra bölüm değiştirmeye başlıyorlar.
Elbette, bir konuda uzmanlaşanların daha üst pozisyonlara geçiş yapması beklenen durumdur. Bir çalışanın bütün hayatı boyunca aynı işi yapması beklenemez. Ancak yeterli tecrübe ve bilgi birikimine ulaşmadan diğer işlere öykünülmemelidir.
Hamamdaki kurnanın sıcaklığı, düğündeki zurnanın sesi her zaman güzel olmayabilir!
21 Kasım 2019
Dediğimi Yap, Yaptığımı Yapma
Dediğimi Yap!
Yaptığımı Yapma!
Bu aslında çok bilinen bir özlü sözdür. Aynı zamanda çok fazla karşılaşılan bir durumdur. Ancak herkes doğru olduğunu kabul etse de, uygulamaya gelince farklı davranışlar, tepkiler gösterirler. Gerçekten herkes dediklerinin yapılmasını bekler. Bazen emir, bazen rica ile de olsa söylenilen şeyin yapılmasını talep ederler, hatta yapılmış olacağını kabul ederler. Fakat aynı durum kendileri için geçerli olduğunda aynı hassasiyeti göstermezler. Belki de bu insanın doğasında, fıtratında (yaratılıştan) olan bir duygudur. Bunu doğal karşılamak gerekebilir.Ancak iş yöneticiler ve yönetim açısından ele alındığında daha fazla önem kazanır. Yöneticiler açısından "dediklerinin yapılması" mutlak bir olgudur. Bunun aksini ne yöneticiler ne de çalışanlar düşünebilir, iddia edebilirler. Öyle ya! Bir yöneticinin dediklerinin yapılmaması, ciddi risktir, kabul edilemez sonuçlar doğurabilir. Bu konuda hemfikiriz.
Yöneticilerin "yaptıklarını yapmama" ise anlamsız gibi görünür, ikilem oluşturuyor. İlk bakışta, yöneticilerin yaptıklarının doğru olmadığını gösteriyor. Hem dediğinin yapılması, hem de yaptıklarının yapılmaması nasıl doğru olabilir?!
Bununla birlikte, birçok yönetici kendi koydukları kuralları ilk ihlal edenler olurlar. Yapılması, uyulması, uygulanması için tanımlanan kurallara yöneticiler uymayabilirler. Aslında akla ve mantığa aykırı bir durum gibi görülse de birçok şirkette ve kurumda bununla karşılaşıyoruz. Örneğin bir talimat, prosedür, iş tanımı tanımlandıktan sonra tüm çalışanlara duyurusu yapılır. Hatta bu duyuru bazen bizzat yönetici tarafından yapılır, deklare edilir. Çalışanlar da bunu, -eski tabirle- emir telakki edip uygulamaya çalışırlar. Ancak duyurulan talimat ile ters düşülen bir durum olunca yöneticiler bu talimatın ya doğrudan aksi bir karar uygularlar, ya da talimatın etrafından dolanabilecekleri koşulları oluşturmaya çalışırlar. Her durumda talimatın, prosedürün ihlali söz konusudur.
Geçmişte bazı politikacıların "anayasa bir kere delinse bir şey olmaz" gibi sözler söylediği görülmüştür. Kendilerinin o andaki bir sorunu çözmek adına, anayasanın dışında bir davranış sergilemeye çalışmaları belki o günü kurtarabilir ancak ileride onarılamaz hatalar, yaralar oluşturacaktır. Şartlar ne olursa olsun; yasalar, kurallar, talimatlar asla delinmemelidir.
Bunun bir çok örneği ile karşılaşıyoruz. Bir kurumda iş ve işçi güvenliği ile ilgili bir prosedür yayınlandıktan sonra buradaki hususlara başta yöneticilerin uymadıkları görülür. Kendilerine neden uymadıkları sorulunca da "o kurallar çalışanlarımız için" diye tepki gösterirler. Tanımlanan prosedürlerin, talimatların tüm çalışanları, en alt seviyeden en üstte kadar herkesi kapsadığı bir gerçektir. Benzer şekilde bazı yöneticilerin atama ve terfileri, zamanı gelmeden, koşullar oluşmadan yapmaya çalışması da gösterilebilir. Ya da izin kullanımı ile ilgili talimatların dışında çalışanlara izin vermesi/vermemesi gibi durumlar oluşabilir.
Yöneticilerin koydukları kurallara uyulmasını bekledikleri kadar, bu kurallara kendilerinin de uyması çok önemlidir. Belki bu duruma katlanmak zor gelecektir ancak yöneticilik egolarını bir kenara bırakıp, kuralları uygulamalıdırlar.
Şunu unutmamak gerekir: "Çalışanlar yöneticilerini taklit ederler; yöneticisinin kuralları ihlal ettiğini görürlerse, aynı şeyi çalışanlar da yapmaya başlarlar"
Zaten bir süre sonra ortada kadük bir anayasa, talimat ve prosedür kalır. Herkes kendi bildiğini yapar, uygular!
29 Nisan 2019
Havai Yakalılar
HAVAİ YAKALILAR
İş hayatında çalışanlar günümüzde 2 tip olarak sınıflandırılmaktadır. Birçok kişinin bildiği üzere; teknik işleri gerçekleştiren teknisyen veya hizmet çalışanları "mavi yaka" olarak adlandırılır. Bunlar daha çok üretim bandında çalışan veya operasyonel işleri gerçekleştiren çalışanlardır. Genellikle belli saatler içinde üretilen parça veya ürün adetine göre değerlendirilmektedir. Bir diğer çalışanlar ise, mavi yakalılar dışında kalan; yönetici ve tasarım veya teknik işleri gerçekleştiren çalışanlardır. Genel olarak masa başında çalışırlar ve planlama, koordinasyon, yürütme, takip ve kontrol faaliyetlerinde yer alırlar. İş yerinin çalışma alanına göre mavi ve beyaz yakalı personel dağılımı değişebilir. Bir mimarlık veya yazılım ofisinde beyaz yaka ağırlıklıyken; bir fabrikada ise mavi yakalı çalışanlar fazladır.Hem mavi yakalı çalışanlar arasında hem de beyaz yakalı çalışanlar arasında bir hiyerarşi kurulabilmektedir, kurulmalıdır. Mavi yakalı bir çalışan bir ekibin yöneticisi, şefi veya lideri olabilir. Beyaz yakalılar arasında da lider, müdür, direktör gibi yönetim organizasyonları olur. Yani hiyerarşik düzenin mavi veya beyaz yaka açısından farkı yoktur, aynı kadrolar her iki çalışan tipinde de tanımlanabilir.
Yazımızın konusu olan havai yakalı tanımına gelirsek; mavi ile beyaz tonun karışımından oluşan renge havai renk denilmektedir. Çok açık mavi rengi temsil etmektedir. Açık ve bulutsuz bir havada gök yüzündeki renge bu isim verilmektedir. Bu analojiden yola çıkarak; havai yakalı çalışanlar da hem beyaz hem de mavi yakalı çalışanlar için kullanılabilir. Bir çalışanın hem mavi hem de beyaz yaka olması biraz anlamsız olabilir. Ancak birçok işletmede ismi konmasa da böyle çalışanlar bulunmaktadır.
Bazı çalışanlar; mavi yaka çalışanların yaptığı işi yapması beklenirken, zaman zaman beyaz yaka performansı gösterebilir. Örneğin üretim bandında bir tasarım veya üretim çalışması yaparak, ya da diğer mavi yakalı çalışanlar arasında koordinasyonu sağlayarak; bir beyaz yakalı yöneticinin sağlaması gereken iyileştirmeyi sağlayabilir.
Bazı beyaz yakalı çalışanlar ise; daha çok operasyonel işleri gerçekleştirerek, tıpkı bir mavi yakalı çalışan gibi benzer işleri sürekli ve düzenli bir şekilde yapmayı sevebilir. Örneğin bazı idari personeller, her gün aynı standart işleri yaparak, raporlar hazırlayarak, kayıtlar girerek işleri yapabilirler. Bu beyaz yakalı çalışanlar aslında sadece bulundukları firmanın çalışma alanı gereği beyaz yakalı olmuşlardır. Aslında tam da bir mavi yakalı gibi çalışan performansı gösterirler.
Ekipler oluşturulurken; ekip üyelerinin sadece unvanlarına veya mezun oldukları okullarındaki bölümlerine göre mavi veya beyaz yakalı olarak adreslemek yanıltıcıdır. Hatalı bir sınıflandırma yapılırsa zaman içerisinde ekip içinde mavi ve beyaz yakalı çalışanlardan daha çok havai yakalı çalışanlar ortaya çıkar.
Bir süre sonra da mavi yakalı çalışana beyaz yakalı çalışanın işini yaptırmak veya tersi bir durumu zorlamak gerekecektir. Ekiplerdeki mavi/beyaz yaka ayrımını doğru yapmak; havai yakalı çalışan sayısını azaltacaktır.
Görüşmek üzere.
